Günümüzde hemen her ülkede kırsaldan kent merkezlerine doğru göç devam ediyor. Birçok insan farklı sebeplerle kent merkezlerinde yaşamayı tercih etmekte. Kırsal alanlardan kentsel alanlara göç arttıkça, radikal bir biçimde artan nüfusun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için şehrilerimiz mutlaka daha verimli hale gelmelidir. Bu nedenle, nasıl ki bizler Nesnelerin İnterneti (IoT) ile daha akıllı hale geliyoruz, şehirlerin de aynı şekilde akıllı şehirler haline dönüşmesini sağlamak durumundayız. Akıllı şehirler çok yakın bir gelecekte dünyanın bütün büyük metropollerinde bir norm olacak desek, sanırız ki yanılmış olmayız. Akıllı şehirler konusu artık bilim kurgu ve fütüristik bir ögeden ziyade, bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Peki, Akıllı Şehir Nedir?
En basit tanımıyla akıllı şehirler , IoT (Nesnelerin İnterneti) kullanarak veri toplayan ve bu verileri doğru analiz ederek, buna bağlı ışıklar, sensörler gibi cihazları kullanan ve bu sayede kamu hizmetlerinin iyileştirilmesine olanak veren, altyapıları güçlendiren ve sakinleri için yaşam kalitesini yükselten şehirler olarak tanımlanabilir.
Devletler, akıllı şehir konseptini benimsemeli, büyük verilerin (big data) işlenmesi ve farklı teknolojilerden yararlanılması sayesinde şehirlerdeki sağlık, enerji, sanitasyon, eğitim ve ulaştırma performanslarında daha verimli hale gelinmesine çalışmalıdır.
Akıllı şehir hizmetlerini iyileştirme potansiyeli olan yaygın teknolojilerden ve akıllı şehirler kurmanın esas şartlarından biri de büyük veri analitiğidir. Zamanımızda sayısallaştırma günlük yaşamın önemli bir parçası haline gelmiş bulunmaktadır. Yüksek teknoloji ile çok farklı verilerin sürekli toplanması ile büyük veri havuzları oluşmakta ve bu farklı veriler analiz edilerek şehirlerde, yukarıda listelenen farklı uygulama alanlarının her birinde kullanılabilir.
Akıllı Altyapı ve Mimari
Günümüzde, inşaat mühendisleri, mimarlar ve şehir planlamacıları, IoT çözümlerini mimari tasarımlarına dahil etmenin yollarını aramaktadırlar. Bu sayede, proje maliyetlerini azaltabilecek ve altyapı kalitesini artırabileceklerdir.
Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’ nde yapılan yeni bir çalışma, bu konudaki karar vericilerin ve bina yöneticilerinin en az yüzde 60′ ının IoT teknolojisiyle tanışmış olduğu sonucuna varmıştır. Aslında, yüzde 43′ ü nesnelerin internetinin önümüzdeki birkaç yıl içinde binalarını nasıl inşa edeceklerini ve işleteceklerini şekillendireceğine inanıyor.
Bu çerçevede büyüme potansiyeli yüksek olan bir diğer alan ise aydınlatmadır. Enerjiden ve dolayısıyla paradan tasarruf sağlamak için bina yöneticilerinin geleneksel aydınlatma yöntemlerinden akıllı LED ampullere geçme olasılıkları daha yüksektir.
Benzer şekilde asansörler de daha fazla verimlilik gerektiren başka bir alandır. IBM tarafından yapılan bir araştırma, metropollerde yaşayan insanların yaşamları boyunca asansörler için ciddi şekilde beklediklerini gösteriyor.
IoT’ nin mimarlık ve altyapı alanındaki en büyük uygulaması ise hiç şüphesiz akıllı şebekelerin kullanılmasıdır. Bu şebekeler kaynakları korumaya önemli ölçüde yardımcı olabilir. Avrupa Komisyonu, AB’ deki tüm tüketicilerin yüzde 72′ sinin 2020′ nin sonuna kadar evlerinde akıllı elektrik sayaçlarına sahip olacağını öngörmekte.
Örneğin, Amsterdam, şehrin akıllı şebekesine bağlı haneler için güneş panelleri ve enerji depolama üniteleri sunuyor. Bu pillerle ev sahipleri, enerjiyi depolayarak ve en yoğun kullanım zamanlarında depodan kullanarak, bu saatlerde şebekedeki gerilimi azaltabilmekte.
Akıllı Eğitim
Eğitim her toplumun bel kemiğidir. Bilgi ve iletişim teknolojisi, akıllı eğitim hizmetlerini kullanarak eğitim verimliliğini ve etkinliğini artırmaya yardımcı olur. Akıllı eğitim uygulamalarını kullanmak, insanları aktif öğrenme ortamına çekmeye yardımcı olmaktadır ve bütün bunlar, öğrencilerin çevre ve toplumdaki hızlı değişimlere uyum sağlamasına izin verir.
Teknoloji, özellikle öğrenim kurumlarına gidilmesinin imkansız olabileceği kırsal ve uzak bölgeler dahil, her yerde fırsatların değerlendirilmesini sağlayabilir, sağlamaktadır da. Özellikle uzaktan eğitim, ekonomik yetersizlikler nedeniyle oluşan eğitim ve fırsat eşitliğinin önüne geçebilmektedir.
Öğrencilerden, öğretmenlerden, ebeveynlerden, yöneticilerden, altyapıdan ve ekonomik anketlerden toplanan büyük veriler sayesinde ulusal eğitim düzeyinde ciddi bir ilerleme sağlanması hedeflenmelidir.
Akıllı Trafik Işıkları
Akıllı şehirlerin yaşam kalitesini arttıran önemli bir yönünü de, şehir içindeki trafik akışını kontrol etmesi oluşturmaktadır. Başarısı ise bu akışı ne kadar iyi kontrol ettiği ile ilişkilidir. Çoğu akıllı şehir, büyük trafik ve sıkıntılarla başa çıkmak için akıllı trafik işaretleri ve sinyallerini kullanmaktadır. Bu kontrol her şeyden önce, trafik ışıklarında gereksiz uzun sürelerle durmaktan kaynaklanan kirliliği ve yakıt sarfiyatını azaltır. Trafikteki tüm zamanlamalar akıllı trafik ışıklarıyla sürekli olarak geliştirilebilir.
Verimli sonuçlar için, akıllı trafik ışıklarının ve sinyallerinin tüm trafik şebekesinde birbirine bağlanması gerekir. Sistem içerisindeki sensörlerin her biri (örneğin her trafik ışığında yer alan bir sensör) değişken bir trafik akışı parametresi tespit eder. Bu bilgiler arasında araba sayıları, hızları ve ışıklarda bekleme süreleri ile trafik sıkışıklığı verileri da bulunur. Sistemler daha sonra her bir parametrenin ilgili değerlerine bağlı olarak kararlar verecektir. Burada da devreye tabii ki Yapay Zeka (AI-Artificial Intelligence) girmektedir.
Sonuç
Akıllı şehirler için potansiyel sınırsızdır. Ayrıca, her ne kadar gelişmiş örnekleri görülse de, bu şehirlerin büyümesi ancak önümüzdeki yıllarda hız kazanacaktır, şu anda emekleme aşamasındadır.
Akıllı şehir uygulamalarını büyük verilere dayanarak değerlendirirken, akıllı şehirlerin özel yapısına hitap eden özel gereksinimleri ele almak önemlidir. Zira işlenmesi oldukça güç olacak ölçüde büyük veriler birikmesi söz konusudur.