IoT (Nesnelerin İnterneti) Beklentilerin Neresinde?

Teknoloji dünyası, çok değil birkaç yıl önce, birkaç yıl içinde inşa edilecek her yeni evin Nesnelerin İnterneti (IoT) ile donatılacağını, bütünleşik bir yapıya sahip akıllı cihazların artık tüm ev hayatımızı kontrol edeceğini ve evlerin artık akıllı evler olacağını öngörmekteydi.

Tabii bu fikre katılmayanlar olduğu gibi, coşkuyla destekleyenlerin çoğunlukta olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Peki bu öngörülerden birkaç yıl sonra, yani günümüzde Nesnelerin İnterneti (IoT) ile ilgili güncel durum ne? Tahmin edildiği gibi artık evler internet ağının bir parçası mı, yoksa etki çok sınırlı mı kaldı? Eğer öyleyse bunun nedenleri neydi?

Akıllı Bir Yaşam

Büyük resme bakarak başlayalım. IoT, bağlı cihazların oluşturduğu herhangi bir ağa atıfta bulunan çok geniş kullanıma sahip bir terimdir . Nesnelerin İnterneti konusuna akıllı evler özelinde baktığımızda ise, internet bağlantısı, akıllı bir cihazla uzaktan kontrol edilebilen şeyler, otomatik güncellemeler ve bulut üzerinden yedeklemeler gibi “akıllı” özelliklere sahip tüm cihazlar anlamına gelebilir.

Tartışmamıza geri dönersek, “akıllı ev” fikrinin tüketiciler tarafında pek işe yaramadığı açıkça görülmekte. Belki akıllı ısıtıcılar, aakıllı güvenlik sistemleri ve akıllı TV’ ler hayatımızın daha önemli birer parçası haline geldiler, ancak akıllı bulaşık makineleri, akıllı kahve cihazları veya akıllı ekmek kızartma makineleri gibi diğer IoT cihazlarına fazla ilgi duymuyoruz ve evlerde -o ilk günlerdeki coşkuyu karşılayacak derecede- güçlü bir şekilde birbirine bağlı ağlara henüz rastlanmamakta.

Çeşitli sektörler için daha fazla IoT uygulaması görüyor, ürün gruplarını izlemek için RFID çiplerine yatırım yapıyoruz veya makinelerin ne zaman kapandığını belirlemek için sensörler kullanıyoruz. Ayrıca IoT’nin evlerde daha az belirgin ve daha merkezi bir şekilde tezahür ettiğini görüyoruz.

IoT Neden Coşkusunu Kaybediyor?

Yaratılan aşırı beklenti sorunun önemli bir kısmı aslında. Teknoloji konusunda çalışmalar yapan medya mensupları, insanların yaşamlarını değiştirecek ve / veya dünyayı daha yaşanılır hale getirecek yeni teknolojileri belirleyen “bir sonraki büyük şeyi” tahmin eden ilk kişi olmak için sürekli baskı altındalar. Sorun şu ki, bu teknolojik gelişmeler beklenenden daha nadir bir biçimde ortaya çıkmakta ve dahası birçok teknoloji başlangıçta öngörülen normların çok dışında bir görünüm sergiliyor. Teknoloji yazarları ilk kez 1999 yılından itibaren kullanılmaya başlanan, ancak 2010 yılı itibariyle gündemdeki yerini alan IoT trendini ilk kez yakaladıklarında, dünyayı değiştirme potansiyeline sahip olduğunu gördüler ve bu süreçte tüketici beklentilerini de bu yönde etkilediler. Bunun sonucu olarak da tüketicilerin IoT konusundaki beklentileri tavan yaptı.

Algılanan değer de ayrı bir sorun olmakta. Özellikle maliyetler göz önünde bulundurulduğunda. Geleneksel bir buzdolabından akıllı bir buzdolabına yükseltme, seçtiğiniz modellere bağlı olarak size ciddi bir ek maliyet getirmekte, ancak buradaki “akıllı” bileşeni hayatımıza gerçekten ne kadar değer katıyor? Soruyu başka türlü sorarsak, “Katlandığımız maliyete değecek mi?” Buzdolabınızın otomatik olarak bir alışveriş listesi hazırlaması tabii ki hayatımıza renk katmakta, ancak bütün hayatımızı kökten değiştirecek bir yenilik asla değil. Bunun sonucu olarak da tüketiciler, çoğunlukla, bu akıllı teknolojilerin bir zorunluluktan ziyade bir lüks olduğu yönünde birleştiler..

Tüketicilerin sarf etmesi gereken ekstra efor da, IoT teknolojisine karşı gösterilen ilginin günden güne azalmasını sağlamakta. Artık hayatımız, belki de istemediğimiz ölçüde dijitalleşmiş ve teknoloji odaklı olmuş durumda. Bu da biz insanoğlunu sürekli zorlayan bir çevresel faktör oluşturmakta. Örneğin, bu teknolojilerin etkin kullanımı için insanların mevcut yazılımlarını belli periyotlarla yükseltmelerini sağlamak zor olabilir . Bu güncellemeler cihazların tutarlı ve güvenilir işlemler yapması için gerekli olsa dahi. Daha yaşlı tüketiciler veya teknolojiye yatkınlığı olmayanlar, evlerine getirmek için on farklı akıllı cihaz satın aldıklarında, 10 farklı kullanıcı arayüzü öğrenmekten keyif almayacaklardır. Bu bağlamda, henüz böyle bir babayiğit ortaya çıkmasa dahi, global bir IoT cihazı sağlayıcısının ortaya çıkması ve bağlı tüm cihazlar için kapsamlı bir arayüz sunması halinde rüzgar her an tersten esmeye başlayabilir.

Tüketici mahremiyetinin ve güvenliğinin geleceği hakkında da önemli ve haklı endişeler bulunmaktadır. Bir bilgisayar korsanı için tek gereken tüm ağa sızmasını sağlayacak bir giriş noktası bulmaktır. Daha kötüsünü söylememiz gerekirse, aslında her IoT cihazı başka bir cihaz için giriş noktası görevi görür. Cihaz ağınız içerisinde zayıf bir halka bulunması, Wi-Fi ağınızdaki diğer her şeyi tehlikeye atabilir. Ayrıca, akıllı güvenlik kameralarının çektiği görüntüler güvenliğiniz için fayda sağlasa da, genellikle bulutta saklanan bilgiler potansiyel suçlular için iyi bir hedef oluşturur. IoT cihazları üreten, satan veya servis hizmeti sağlayanların da ağınıza kolaylıkla erişme ihtimalinin olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.

Sanayide Durum

Endüstriyel uygulamalar bağlamında Nesnelerin İnterneti’ nin (IoT) beklenen başarıyı sağladığı pekala söylenebilir. Bugün özellikle imalat sanayinde çok farklı ve gelişkin IoT teknolojileri kullanılmakta ve büyük ölçekli ağlar kurulabilmekte. Ancak, tüketici pazarına bakacak olursak, elde edilen başarının endüstriyel pazara göre çok sınırlı kaldığı da açık.

Tüketici Pazarının Geleceği

Peki ya tüketici pazarı açısından Nesnelerin İnterneti’ ni gelecekte neler bekliyor? Tahminimiz odur ki, aynı ağ üzerinde çalışan birbirinden bağımsız onlarca akıllı cihaz yerine, daha merkezileştirilmiş yapılara, uygulamalara ve IoT cihazlarının daha üst düzey işlevselliğine doğru bir gidişin olması kaçınılmaz. Örneğin, akıllı hoparlörler ve “ev” cihazları sürüden ayrılarak, daha popüler olmaya başlıyor, çünkü çok sayıda bireysel cihazı kontrol etmenize izin veriyorlar – yalnızca kendi başlarına düşünüldüklerinde bir avuç özelliğe sahip olsalar bile.

Bunun yanı sıra tüketicilere, alışkanlıkları ve günlük yaşamları ile ilgili bilgi aktarımı sağlayacak yapıların da gelişim kaydedeceği söylenmekte. Sağlık ile ilgili konular başta olmak üzere.

IoT’ in tam olarak ne yönde ve nasıl gelişeceğini söylemek zor görünüyor, ancak şu anda varılan noktanın son nokta olmadığı da kesin. IoT bugüne kadarki süreçte, tam olarak uzmanların öngördüğü şekliyle gelişmemiş veya gelişim hızı beklentilerin çok altında kalmış olabilir. hızlı gelişmemiş olabilir. Ancak IoT doğru ve sağlam temellerini bulup geri döndüğünde, hem endüstri profesyonellerine hem de bireysel tüketicilere gelecek yıllarda çok şey kazandıracaktır. Belki de şu anda akıl edemediğimiz farklı anlamlarla…

kurtitasarim

‘’İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras" diye tanımlanır tutku. Yaptığın işi sevmek yerine, sevdiğin işi yap mottosu da benim tutku tanımım. Kod yazmak bir yana, o kodun sistem üzerindeki hareketlerini, farklı cihazlar ile etkileşimini, o noktalarda oluşan sıkıntıları görmek, çözmek ve bunu yaparken diğer kişilere yol göstermek işimin en zevkli yanı. Bu sebeple önce tutku ile yapılan iş, sonra maddiyat..

Bir yanıt yazın